6 Ekim 2010 Çarşamba

Aydede..

Kızımın ilk söylediği kelimelerden biri aydede. O kadar ağzını doldura doldura, keyifle, tane tane söyledi ki "aydede"yi o zamandan belliydi aralarında büyük bir aşk olduğu :)

Küçük prenses Ela yaşamının sekinici aylarının başında her gün babasının işten eve dönmesini beklerdi ve eşeğe biner gibi binerdi babasının kucağına :) Sadece "deh" demiyordu, insanların eşeğe binip gideceği yere gitmek için yapması gerekenleri bir bütün olarak kabul edersek :) Onun dışında arkasını dönüp babasının kucağına çıkması ve evin güneye bakan balkonuna doğru babasını sürmesini başka türlü açıklamak mümkün değildi :)) Balkona yaklaştığında başlıyordu "ay-de-de...ay-de-de" demeye.. Babası emir kulu,kapı kulu, eşeği, aşkı, kölesi, "kurban"ı, sevgilisi, her şeyi onun isteği, her gün olduğu gibi babası tarafından emir telakki edilirdi ve balkona çıkılırdı.. Bundan sonrası kolaydı prenses Ela için, babası hiç yardımcı olmasa da  aydedeyi arayacağı yerleri bilirdi, ilk tanıştığı andan itibaren. Başını bir sağa bir sola çevirir ve kısa bir süre sonra gözleri parlar, koca bir gülümseme belirirdi yüzünde. Ağzı açılabildiği kadar açılır ve sevinçle haykırırdı "ay-de-deee"... Yumulur açılır, yumulur açılır ve aydedeyi davet ederdi yumuk yumuk, gamzeli, biblo gibi elleriyle..Babası ellerine bakıp "aydede" seslenişini duyduğunda şaşırırdı ay'ın nasıl bu muhteşem görüntüye kayıtsız kalıp öylece durduğuna..Ama içten içe de düşünürdü "senin göremediklerini görüyor, yaşıyor bu küçük melek. Ay hakikaten kayıtsız kalıyor olsa gördüğün gibi, bu derece aşık olabilir miydi prenses.. Mutlaka ya göz kırpıyor, ya el sallıyor, ya rüyalarında buluşuyorlar".. Gerçekten de bir çok kereler prenses Ela geceleri ya da sabah erken uyanıp, yatağında doğrulur ve "ay-de-de" diye seslenirdi kendi kendine, yattığı yerden herhangi bir aydede resmi ya da görüntüsü görmemesine rağmen..
Tamam, anlıyordu bunun büyük bir aşk olduğunu, yo yooo kıskanmıyordu da, ama ne vardı bir de "baba" diye seslenseydi :)))

1 yorum: